21 Mart 2013 Perşembe

The Following



Konusu: Dizi Poe şiirlerinden esinlenerek cinayetler işleyen Joe ve onu hapise atan Ryan etrafında dönüyor. Joe'nun insanları daha şiirsel bir yolla öldürüyor. Aynı Poe'nın anlattığı gibi aşk sevdiğini öldürmekle gerçekleşir diyor. Joe tutkulu bir katil ve Ryan da onun kadar tutkulu bir dedektif. İlk bölümde Joe'nun hapisten kaçmasına tanık oluyor ve asıl hikaye akmaya başlıyor. Joe'nun kendine ait bir tarikatinin olduğunu ve birlikte cinayetler işlediklerini öğreniyoruz. Bu arada Ryan ve Joe'nun eşi bir dönem duygusal yakınlaşmalarda bulunmuş ve Joe bunun intikamını almanın peşinde. Ayrıca Joe inanılmaz bir konuşmacı, onu dinleyen herkesi etkisi altına almaya başlıyor. Film aslında Joe'nun bir roman yazmasıyla alakalı. Elbette bunu kağıtla veya kalemle yapmıyor. Ryan romanın kahramanı, Joe ise kötü adamı. Ryan'ın Joe'yı durdurabilmesi için önüne sürekli olarak engeller çıkıyor. Hatta her bölümde cinayetler işleniyor ve Ryan bunları durdurmak zorunda kalıyor. Hatta bir bölümde Joe'nun dediği gibi Ryan kahraman olabilmek için kan dökmek zorundadır. Joe, Ryan ve Joe'nun eşi Claire etrafında dönen muhteşem bir kurguya tanıklık ediyorsunuz izlerken. Hele Joe'nun cinayetlerindeki romantizmi insanın aklını başından alıyor.  

Neden izlenmeli: Öncelikli olarak Kavin Bacın ve James Purefoy'un muhteşem oyunculukları i
or aslında bir nasıl böyle bir gruba girer. Daha sonra bize bunun sebebinin ait olma ihtiyacı olduğunu gösteriyor tarikat üyeleri her bölümde cinayetler işlerken. Seri katilleri seyrediyoruz aslında ama bir farkla hepsi bunu Poe romantizmi bünyesinde yapıyor ve ortaya bambaşka bir eser çıkıyor. Her bölüm bittiğinde psikolojimi toplarlamam oldukça zaman alıyor ve anlatılanların ağırlığı altında kalıyorum bir süre boyunca. Nefes nefese kalıyorum izlerken ve dizi bittikten sonra soluk düzenim bir süre daha bozuk kalıyor. Eğer anlattıklarım ilginizi çektiyse mutlaka izlemelisin. Emin olun pişman olmayacaksınız.